EĞİTİM SİSTEMİMİZ

Anaokulu eğitim programı, eğitim kadromuz (Sınıf Öğretmenleri, Branş Öğretmenleri, Rehberlik Uzmanları, Program Geliştirme Uzmanı, Ölçme Değerlendirme Uzmanı) tarafından MEB Okul Öncesi Eğitim Programı temel alınarak hazırlanmaktadır. Buna ek olarak dünyaca kabul görmüş High Scope, Montessori, Reggio Emilia, GEMS, STEAM gibi eğitim yaklaşımlarından da faydalanmaktadır. Anaokulumuzda eğitim 2 yıldır. Anaokulu eğitiminin birinci yılında olan öğrenci grubu ve sınıfları A1 olarak, ikinci yılında olan öğrenci grubu ve sınıfları A2 olarak adlandırılır. Sınıflarımızda iki sınıf öğretmeni görev almaktadır.

A1 Eğitim Programı

A1 eğitim programı, öğrencimizin okula uyum sürecini en verimli şekilde tamamlaması, A2 eğitimi için de gerekli alt yapının sağlanması şeklinde planlanmaktadır. A1 grupları için planlanan çalışmalarda amacımız öğrencilerimizin bireysel özelliklerini dikkate alarak; tüm alanlarda gelişimlerini desteklemek, sosyal bir ortam içinde keşfederek öğrenmelerini sağlamak, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek, kendilerini ifade etme fırsatı buldukları eğitim ortamları içinde özgüven gelişimlerini desteklemektir.

A2 Eğitim Programı

A2 gruplarında öğrencilerimizi ilkokula hazırlarken; iletişim yönünden güçlü, özgüvenli, İşbirlikçi öğrenmeye açık, farkındalığı yüksek, yaratıcılığı gelişmiş çok yönlü bireyler olarak yetişmeleri için bir program yürütülmektedir.

Haftalık program dahilinde sınıf öğretmenlerinin uyguladığı etkinliklerin yanı sıra Bilişim Teknolojileri, Beden Eğitimi, Yüzme (A2 Grupları), Drama, Çocuk Yogası, Görsel Sanatlar, İngilizce, Müzik branş etkinlikleri de branş öğretmenleri tarafından yürütülmektedir. İngilizce etkinlikleri hem sınıflarda hem de İngilizce atölyesinde, diğer branş etkinlikleri ise kendi atölyelerinde uygulanır. Yıllık etkinlik programı eğitim kadromuz tarafından hazırlanan Keşif – Bilim ve Çocuk Edebiyatı İle Felsefe etkinlikleri de kendi özel atölyelerinde haftada bir kez sınıf öğretmenleri tarafından gerçekleştirilmektedir.

High/Scope Eğitim Yaklaşımı

High/Scope Eğitim Yaklaşımı, 1962 yılında ABD’de David P. Weikart ve meslektaşları tarafından geliştirilen ve bugün dünyanın bir çok ülkesinde uygulanmakta olan bir okul öncesi eğitim yaklaşımıdır. Bu yaklaşımın oluşturulmasına Piaget’in kuramları rehberlik etmiştir.

Bu yaklaşımda çocukların en fazla kendi kendilerine planlayıp uyguladıkları etkinliklerden öğrendikleri anlayışı esastır. Bir diğer deyişle, High/Scope Programı erken çocukluk eğitiminde “etkin öğrenme” kavramını temel alır. Çocukların kendi tercihlerini yapmalarına, karar alma mekanizmalarının geliştirilmesine, sorumluluk almayı öğrenmelerine, öz disiplin ve yeteneklerinin geliştirilmesine destek verilir. Çocukların yaratıcı, girişken, sorgulayıcı, kendini rahatça ifade edebilen, başkalarının görüşlerine açık bireyler olarak yetişmeleri teşvik edilir. Bunun sonucunda da çocuğun dil gelişimi (dili kullanma becerisi-kendini ifade yeteneği-düşünme süreci vs) gelişir.

Reggio Emilia Yaklaşımı

II. Dünya savaşı sonrasında İtalya’nın kuzeyinde Reggio Emillia adı verilen 150,000 nüfuslu bir kasabada anne babaların çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp, bugün “Reggio Emilia” yaklaşımı adıyla tüm dünyaya yayılan bir okul sistemidir. Loris Malaguzzi bu yaklaşımın yaratıcısı ve öncüsüdür.“Eğitim her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır.

Bu yaklaşıma göre çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadırlar. Onlara cevabı vermek için acele etmemek, onun yerine cevabı kendilerinini bulması için teşvik etmek gereklidir. Erken çocukluk eğitiminde yapılması gereken, çocuklara gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Çocukların sayısız yaratıcı, entellektüel ve iletişimsel potensiyelleri vardır ve her birine saygı gösterilmelidir. Çocuklar teoriler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan, aktif deneyimler edinen, sosyal, duygusal ve zihinsel yönden farklı kaynaklara sahip olan kişilerdir.

Reggio Emilia yaklaşımında, çocuklara somut yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran, üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir. Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik araçlardan yararlanabilirler. Örneğim, resim, heykel, müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi. Reggio yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir. Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller aracılığıyla çocukların sembolik düşünmesi, yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir.

Montessori Yaklaşımı

Montessori yaklaşımının temelleri fizikçi ve eğitimci olan Dr. Maria Montessori tarafından atılmıştır. Günümüzde Montessori yaklaşımı birçok ülkede okul öncesinde ve ilköğretimde bir eğitim modeli olarak uygulanmaktadır. Montesorri yaklaşımının temeli bireysel eğitime dayanır. Yetişkinin çocuğun gelişim sürecinde yapabileceği tek şey çocuğun önündeki engelleri kaldırmak ve onun ihtiyaçlarını karşılamaktır. Bu yaklaşımda her çocuğun kendine özgü bir birey olduğu ve kendi kapasitesi doğrultusunda öğrenebildiği kabul edilir. Çocuklara araştırma, deneme, hatalar yapma ve bunları kendi kendilerine düzeltebilmeleri için fırsatlar tanınmalıdır. Eğitim çocuğun sahip olabileceği deneyimleri zenginleştirme ve tecrübelerini ilerletme yönünde ona olanaklar sunulmasıyla mümkün olabilir.

Bu yaklaşımda öğretilecek olan bilgiler, çocukların anlayabileceği düzeyde somutlaştırılır ve ezber kaygısı olmadan öğrenilmeleri için de bir takım yöntem ve materyallerle sunulur. Farklı duyu organları ile materyallerin çeşitli özelliklerini keşfetmeleri, öğrenmeleri için çocuklara özgür ve rahatlatıcı bir ortam sunulur. Çocuklara ihtiyacı olan çevreyi sağlamak ve o çevre içerisinde bağımsız bir şekilde öğrenmesine olanak sunmak esas alınır. Montessori yaklaşımında gerçeklik ve doğallık büyük önem taşır.

Sınıflarda ve okuldaki diğer alanlarda çocuklar istedikleri şekilde, özgürce dolaşma hakkına sahiptirler. Aynı zamanda, sınıflarda alışılmışın dışında, farklı yaş gruplarından çocuklar bulunur. Bu sistem, çocukların birbirlerinden öğrenmelerine, deneyim kazanmalarına ve toplumsal gelişimlerine olanak sağlamaktadır..

Sınıflarda, çocuğun istediği etkinliği seçebilmesi için gerekli ortam hazır bulunur; dolayısıyla çocuklar ne yapmak istediklerine kendileri karar verirler. Kendilerine ve ilgilerine göre seçtikleri etkinliklerle, istedikleri süre boyunca ilgilenirler.